Just a favorable reminder! You can see the English version from here.
Pavilion 21 Mini Opera Space, Wolf D. Prix önderliğinde, Coop Himmelb(l)au grubu tarafından tasarlandı. Mimari tasarım grubu amacını, Bavyera Eyalet Operası'nın deneysel performanslarını sergileyebileceği, 300 koltuklu veya 700 izleyici kapasiteli bir mekan yaratmak olarak tanımlıyor. Grup aynı zamanda, pavyonun sökülebilir, takılabilir ve yeniden inşa edilebilmesini, mobility kavramını karşılamasını istiyor.
Plan düzeyinde baktığımızda, pavyonun, sahne arkası bölümüyle birlikte bir oditoryum, davetlilerin gereksinimlerini karşılayabilecekleri salon ve bar ile izleyicileri iç mekana yönlendiren bir platformdan oluştuğunu gözlemliyoruz.
Mimari tasarım grubu, pavyonun tasarımında karşılaştığı en büyük güçlüğü, akustik açıdan yüksek kaliteyi sağlaması gereken pavyonun aynı zamanda, kütle artırılmadan, sökülebilir ve hafif bir strüktüre sahip olması olarak tanımlıyor. Bu güçlüğü ortadan kaldırmak için, pavyonda kullanılan öğelerin, hem ses sekanslarını mekana aktaracak biçimde hem de soundscaping ilkesi ile sesi ya yansıtacak ya da soğuracak biçimde, piramit şeklinde tasarlanması benimsenmiş. Yüzeylerin çalışma prensibi ise aşağıdaki şemadan görülebiliyor.
Piramit yüzeylerin çalışma diagramı. |
Soundscaping stratejisinin uygulanması için üç aşama geliştirilmiş, ilk olarak meydan ve sokak arasında bir perdeleme etkisi yaratmak, ikinci olarak pavyona dışarıdaki sesleri yansıtacak bir geometrik biçim vermek, üçüncü olarak da pavyon yüzeyinin sesleri yansıtması ve soğurmasını sağlamak. Tüm bunları gerçekleştirmek ve müziğin mekansal bir biçime soyutlanmasında başlangıç olarak Jimi Hendrix'in Purple Haze ve Mozart'ın Don Giovanni adlı parçalarından pasajlar alınmış. Bu parçalardaki frekans bölümlerinin analizi, bir tür 3D modelleme yazılımı aracılığı ve parametrik yazım tekniği ile piramitsel kirpi yapılara dönüştürülmüş.
İç mekanda akustik kalitenin sağlanması için iç duvarlar ve tavan yüzeyleri, delikli soğurucu ve yumuşak yansıtıcı sandviç panel kombinasyonu ile döşenmiş. Pavyonun zemini, sahne zemini dahil olmakla birlikte ses yansıtıcı özelliğe sahip olacak şekilde tasarlanmış. Karşılıklı paralel duvarlar ve tavan yüzeylerinden kaçınılarak bu yüzeyler eğik ya da yamuk formlarda biçimlendirilmiş.
Son olarak, tasarımda aydınlatma için kullanılan karmaşık çoklu projeksiyon tekniği, mekan algısı değiştirerek mimariye hareket katıyor. Bu teknikle, ses sinyalleri gerçek zamanlı olarak yansıtılarak etkinliğin içeriğine göre sergilenen performansa eşlik ediyor. Böylece mekan sese, ses ışığa dönüşürken, ışık strüktürü yeniden biçimlendirerek opera için soyut bir geri besleme mekanı oluşturuyor. Strüktürün nasıl oluşturulduğu hakkında ufak bir fikir veren fotoğraflar da aşağıda görülebilir.
Strüktürün oluşturulma aşaması (1). |
Strüktürün oluşturulma aşaması (2). |
Pavilion 21 Mini Opera Space ile ilgili ayrıntılı bilgiye, mimarı tasarım grubunun internet sitesinden, ArchDaily'den ve Yapı Dergisi'nin Ocak 2012 sayısından ulaşılabilir. Bir sonraki mimari yapıyla tekrar birlikte oluncaya dek esen kalın :)